Ahmet Yurtlu, 2025 yılı itibarıyla ÖTV muafiyetine tabi araç alım limitinin artırılmasının, alım sürecinde daha fazla seçenek sunacağını ifade etti. “Bildiğiniz üzere, geçen yıl indirim limiti 1 milyon 60
bin lira iken, bu yıl limitlerde bir miktar artış sağlandı,” şeklinde belirtti.
Vatandaşların bu hususta oldukça ciddi beklentileri mevcuttu, zira birçok araca erişim sağlama konusunda zorluk yaşıyorlardı.
Bunun yanı sıra, bazıları da 2025’te yeni oranları görüp öyle karar almaya yönelik olarak ertelemeyi tercih etti. Elbette, güncelleme gerçekleşti ve mevcut değer 2 milyon 290 bin TL’ye yükseldi. Artık işlevsellik açısından 1.6 litrelik motorun altında yer alacak bir alternatif bulmak mümkün, zira seçenekler artış göstermiştir.
Alternatifler, 5 farklı marka ve 10 farklı model itibarıyla mevcuttur. Elbette, bunun piyasaya olumlu bir etkisi bulunmaktadır. Durum şu şekildir ki, vatandaş bu aracı satın almaya karar verdiğinde, mevcut ikinci el aracını piyasa sunmaktadır.
Orada bir döngü meydana gelmektedir. Aslında, normal şartlar altında sıfır satışların ikinci el piyasasını ters orantılı bir şekilde dengesizleştirdiği düşünülse de, durum tam tersi bir niteliğe sahiptir.
Zira sıfır araçların yüzde 90’ının kesinlikle ikinci el olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu alana olan talep arttığında ikinci el pazarında da bir canlılık öngörmekteyiz.
Oranlar, nihayetinde oldukça makul bir düzeye ulaşmış durumda. “2 milyon 290 bin TL, ideal bir otomobil edinmek için makul bir fiyat düzeyi olmuştur.
Satış sürecinin, rantı ortadan kaldıracağı öngörülmektedir.” Yurtlu, engelli araç indirimi ile ilgili olarak yanlış kullanımın rant biçimine dönüştüğünü belirtmekte ve satış süresinin uzatılmasının ardından bu rant alanının varlığını kaybedeceğini ifade etmektedir.
Bu noktadan sonra sürecin biraz daha hızlanacağını düşünüyoruz; ancak, on yıllık süreye uzatmanın vatandaşlar için bazı dezavantajlar doğurduğu açıktır.” Zira, satış süresi beş yıldan on yıla yükselmiştir.
Gerçekten de olması gereken bu idi. Zira bu durum önemli ölçüde suistimale maruz kalmıştı. Engelli araç indiriminden sıkça suiistimal eden kişiler bulunmaktaydı. Elbette, bu on yıllık süreç, gerçek alıcıların ulaşacağı sonuca zemin hazırladı.
Bu, bir tirada evrilmeye başlıyordu. Yani gerçekleştirilen ticaretin %0’ı bu tür rant amaçlı faaliyetlerden kaynaklanıyordu. Bunun 10 yıla uzatılması, bu rantı ortadan kaldırarak, gerçekten ihtiyaç duyan engelli bireyler ve nihai tüketicilere hitap etme fırsatı sunmaktadır.
Bu bağlamda, alınan karar son derece isabetli oldu. Elbette, bu unsurlar bandrolden muaf olma avantajıyla birlikte, çeşitli faydalar sağlayacaktır. Sonuç olarak, bunun piyasalarda bir hareketlilik yaratacağını öngördüklerini belirttiler.